Türkiye Futbol takımı olarak 2008 yılından bu yana gerek dünya kupası gerekse avrupa şampiyonasına katılamaması Türk halkı tarafından son zamanlarda çok ciddi bir şekilde dile getirilmeye başladı. Son olarak Fatih Terim ile Euro 2008’de önemli başarılara imza atan ve Türk ruhu ile mücadele eden milli takımdan, dünya kupasından elenmiş ve oyundan çıkarken gülen bir milli takıma gelmiş bulunmaktayız. Özellikle 2003 – 2008 yılları arasında ulaşılan büyük başarılar Türk halkına ve Türk futboluna çok ciddi değerler katmıştır. 2003 yılında dünya 3.lüğü ile gelen başarı, 2008 yılında uzatmalarda hırvatisyanı elememiz futbol tarihimin unutulmaz anları olmuştur.
Son yıllarda ise yaşanan başarısızlıkların ardına oyuncu çekişmeleri, prim olayları, saha dışı olayları gibi önemli etkili faktörler eklenince futbolcular ve teknik heyet arasında ciddi bir uçurum olmuş ve bu uçurumda ilk Arda Turan kadro dışı bırakıldı, ardından ise patlak veren Fatih Terim olaylarının ardından Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim görevinden ayrıldı ve yerine Türk futbolunun yakından tanıdığı Mircea Lucescu getirildi. Nekadar doğru bir karar olduğu elbette tartışılıyor olsa da önümüzde çok ciddi bir kariyer ve başarı öyküleri vardı.
Türk halkının gözünde Lucescu ismi biraz ağır bassa da oynanan 6 karşılaşmada 4 mağlubiyet, 1 beraberlik, 1 galibiyet almamız Lucescu adına tehlike çanlarının çalmasına neden oldu. Özellikle yaptığı saha dışı açıklamaları ile gündeme damga vuran Lucescu Türk halkının gözünde bir anda çok ciddi bir değer kaybederek kredisini fazlası ile tüketmiş durumda. Dünya kupası elemelerinde önce Hırvatisyan galibiyeti ile Türk halkı umutlandı, ardından ise İzlanda gibi bir takıma saha ve seyirci avantajını arkamıza alarak oynamamıza rağmen 3-0 mağlup olmaktan kurtulamadık ve dünya kupası hayallerine bir kere daha veda ettik.
Halkın gözünde artık Türkiye Futbol Milli takımı sadece Ay Yıldızlı forma’dan ibaret olmaktadır. Halkın takıma, yönetime, teknik heyete güveni kalmamıştır. Oyuncuların da kendilerine Ay Yıldızlı forma ile bir öz güven eksikliği oluşmuştur. Ve tabi ki bunun asıl sebebi nedir? Ve kimlerdir? Bunların cevabını yönetim ve ya teknik heyetten birisinin vermesi gerekmektedir. Fatih Terim ile yolların ayrılması ne kadar doğru olmuştur? Ya da Lucescu’nun gelmesi nekadar doğru olmuştur? Bu soruların hepsine bir cevap verilmesi beklenirken TFF sürekli konuları çarpıştırarak olayların üzerini ört pas etmeyi başarmaktadır. Bu konuda asıl yardımı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan bekleyen halkın da bu konuda hüsran yaşadığı aşikârdır.
Bir önceki yazımız olan Fenerbahçe'nin KOCAMAN sorunu başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.
Bu yazı yoruma kapanmıştır, anlayışınız için teşekkür ederiz.